Kör ve Ebe

Elimdeydi hayatın yaprakları zamandan sararmış günlüğü Bir kadının el yazısıydı ama okuyamıyordum Ya fransızcaydı yada sadece ben Fransız kaldım Hiç bir translate çeviremezdi ne yazılanları ne de onu Dikkatli bak okunmasada anlatır o kendini Çünkü sarhoş kelimelerin nahoş duruşu bile naif bir umarsızlıktaydı Tavan arasındaki farenin evine ekmek götürmesi büyüktür asgariyken evime ekmek götürme ihtimalimden Buna rağmen kaymaz gözüm subaşı manit koleksiyonuna Hayat denen kadın hayat kadınlığını bırakıp çizerken destek olsa yolumuzu Belki bizde o zaman dargınlığı bırakıp kukla ipi yerine takardık barışı dokuzuncu ayda 21 numara yüzük parmağına Buruk renkli bez parçasıyla merhametle oynadığımız oyundu körebe Şimdi ise hırs perdesiyle oynanılan alın terine bok yediren gaddarı da kaf dağından indirmeyen oyun Zamanda bir ebe varken şimdi milyonlarca ebe Gözü açık olan herkesi sobelemek için koşturan milyonlarca kör ve ebe