D.e.f.o

Sevilecek Kadın


ŞARKI SÖZÜ


Sen, sevilecek kadınsın! Kızma, o ufacık bedenine, kadın lafzını uygun görmemdeki sebep; asıl kadının asaletindendir!
Sen, sevilecek kadın! Öyle güzel kokuyor ki avcunun içi; aşkın heyecanından terlemiş...
Ve, koskocaman gözlerin bakıyor içime.
Şey, bu ara tanımıyorum kendimi... Öyle bir ters döndü ki düşüncelerim, hayata bakışım, konuşmalarım, yolda yürüyüşüm,
uyku saatlerim, sarhoşluktan duramazken halim... Çok yoruldum.

Gel! Gel de gülsün yüzüm be kızım, güzel kızım...
Ben, uyandığım ilk saatten uykuya daldığım ilk saniyeye kadar pişmanlığına boğaz düğümlemesi ya da kalbimin yanması
ya da "neden?" sorusuna maruz kalmış aptal kafamın verdiği titremeyi istemiyorum artık.
Kocaman adamların verdiği nasihatları... "Değmez." diyorlar üzülmeye,
Sana değmez mi be kalbimin sahibi, söylesene şunlara, sana değmez mi bir can?
Gözyaşı sana değmez mi? İlkbaharda masmavi denizin parıltısı... "Nasılsın?"
Sana benzetiyorum siyah saçları arasına sarı dolanmış, kocayanaklı, ince dudaklı
iri gözlü, senle aynı boyda kızları. Yanında sevgilisi olmasına rağmen, koşup adını çağırıyorum ona.
Hiç korkmuyorum, sen olursun umuduyla...
Ya, bir dakika... Bizim kocaman hayallerimiz ve ettiğimiz yeminler, sözler vardı?
Beraber büyüyüp, beraber yaşlanmayacak mıydık? Ufacık ellerinden uzanan incecik parmaklarının kırıştığını göremeyecek miyim?
Hasta olduğunda, senin için sabahın 5'inde kalkıp, hastaneye gidemeyecek miyim?
Sana; işten çıkmadan yarım saat önce "Bugün ne yemek yaptın?" diyemeyecek miyim?
Söyle artık bana! Bir anda kaybolup gitmenin bir açıklaması olmalı,
Sen, sevilecek kadın! Böyle gidiyorsun ya... Elbet vardır bir bildiğin.
Sen hiç kötü düşünmezsin ki... Şu insanlara baksana sevgilim;
Ne kadar yalancılar, birbirlerinin sırtından vuruyorlar, bir anda ters dönüyorlar...
Sen öyle değilsin ki, gittiysen eğer; vardır bir bildiğin.
Çünkü; sen sevilecek kadınsın! Çok üşüdüm be kızım...
Sen hiç, sabahın kör gözünü görürken yanağından dökülen yaşla boğulan bir adam gördün mü?
Kulaklarımın işittiği, o düşündüğüm pembe hayallerin, tam tersi soğuk cümleleri. Ben istemem ki dünya güzelini...
Senin o kollarındaki sarı renkli tüyleri hissetmezse dudaklarım ya da o aptal kedinin çizdiği ellerini öpemezsem...
Şimdi, sesin daha bi' yakıyor içimi. Her "sevmiyorum!" deyişinde, bir fırtına daha alıp götürüyor beni usulca karanlığın anlamsız karmaşasına.
Bak, yine saat fazlasıya geç oldu. Ben yarını düşünmüyorum artık. Biliyorum, etrafındakilerin farkında olduğu o "kopuk çocuk"un ben olduğumu.
Sahi, bu kadar alçalmanın ne manası var? Aşk ölümden beter mi yoksa? Yapılan hataların telafisi bu kadar zor mu?
Kocaman korku var içimde... Sana dokunacak o parmakların korkusu, başka bir nefesin yüzüne değmesinin korkusu.
Sen, nasıl kıskanırsın başka bir erkeği? Üzüntünü nasıl paylaşırsın, mutluluğunu?
Nefesini özledim, babasının kızı... İncecik sesinle o sevgi dolu cümlelerini...
Sevilecek kadın! Öyle uzaktan alamam kokunu, düşkünlüğün son perdesinde ayrılığın iç yakan soğuğu...
İstanbul'un gülüşü asılı koca yanaklarında, İzmir'in; değişmişliği anlatır seni, en güzel tarafında.
Git, sevilecek kadın! Sen iyi bilirsin gitmeyi. Sen iyi bilirsin, giderken sevilmeyi.

Youtube'da dinlemek için tıklayın.

SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞ