Ender Doğan şarkı sözleri

Teşne lebler o gece kan il galtân oldu, O gece arsa geh-i Kerb ü belâ kan oldu, O gece ruh-ı Nebi hâzin ü giryân oldu, Ki Hüseyn İbn-i Ali o gece kurban oldu. Çâk-i çâk eyledi fürkan-ı gürûh-i â'da, Pây-ı pür kin-i hakaretle ezildi Tâhâ, Bağrına taş vurarak ağladı ruh-i Zehra, Ki ciğerpâresi magdur u perişan oldu. Bir zaman dûş-i Muhammed'de gezerdi o vücud, Rûy-i gül-bûyini koklardı Cenab-ı Mahmud, Şân-ı âlisini tebcil ederdi mâ'bud, Öyle bir beyt-i Hudâ zulm ile viran oldu. Yüz tutup leşker-i â'daya o Şâh-ı mazlûm, Dedi ey dinini dünyaya veren kavm-i zalûm, Daha dün terk-i cihan etti o sultan-ı ulûm, Ne çabuk sizde iğrâz nümâyân oldu Ceddimin dişlerini kırdınız ey kavm-i Yezid, Mâder-i muhtereme eylediniz zulm-i şedid, Ettiniz vâlid-i zişânımı evvelce şehid, Bana mı şimdi aceb, növbet-i isyan oldu Gerçi bir nefsim için arz-ı tehâyâ etmem, Ölürüm mürtekib-i küfre müdarâ etmem, Ah kim teşne ciğer yavrularımdan geçmem, Bakınız güllerimin lebleri atşân oldu. Hâşimîzâdelerin ekber-i âlî-şiyemi, Can verip ravza-i rıdvana basınca kademi, Dest-i â'dada neler çekti enîs-i haremi, Darb-ı zencir ile gülşenleri al kan oldu. Kumlu çöllerde benim ailemi yakmayınız, Kesiniz bari beni anları ağlatmayınız, Bu yanık sinelere tir-i bela atmayınız, Çünkü bu âl-i Muhammed size mihman oldu.. Böyle söyler iken ol gonce-i Mahbub-i Hudâ, Tîr-i Şimr ile hücum etti güruh-i â'da, Aldılar orta yere sultân-ı zamanı hayfâ, Ol zaman Kerb ü belâ saha-i tuğyan oldu. Yetmiş üç nize vurup server-i dinin tenine, Kan içirdi o deni Âl-i Nebi serverine, Lutf-i ümmet bu mudur zâde-i peygamberine, Hangi peygambere bu meretebe isyan oldu Şimr-i mel'un dayayıp gerdenine hançerini, Kıymadan kesti o ferzend-i Resul'ün serini, Deşt-i gurbette kefensiz bırakıp peykerini, Ehl-i Beytin başına âteş-i hicran oldu. Bûsegâh-ı leb-i Zehra idi dîdar-ı Hüseyn, Lem'a-i nûr-i hüveydâ idi dîdâr-ı Hüseyn, Nerdesin nerde eyâ vâlid-i Kerrâr Hüseyn, Bak senin nazlı Hüseyn'in nice kurban oldu. Baş açık yalın ayak teşne dil nâle feza, Kaldı piş-i esârette yetimân-ı vegâ, Bir içim su diye feryad ediyorken zu'afâ, Şimdi de âteş-i hicran ile sûzân oldu.. Nâle-i vâ ebetâ vâ emetâ vâ ecedâ; Her taraftan mün'akis oluyor arş-ı Hudâ, 'Akrebu habl-i verîd”i yakıyorken bu sadâ, Yine ol kavm-i denî zulm ile pûyan oldu. Kimini nâkeler üstünde ururdu â'dâ, Kimini hâk-i mezellette ederlerdi ezâ, Kimisi hayme-i ismette edildi imhâ, Cümle evlâd-ı Nebi, Hâk ile yeksân oldu. Emr-i takdir diye bu mel'anete bazı avâm, Atf-ı zulmetmekte Allah'a ederler ibrâm, Cây-ı inkâr mı bu ey kavm-i cehûl ü zallâm, 'I'delû” âyeti her mü'mine seyyân oldu. Hâlık-ı hayr ü şer Allah ise kul kâsibdir, İhtiyar ile kişi hayr ü şerre talibdir, Şerri tercih edene Zât-ı Hudâ galibdir, Din-i İslâm bu esâs üstüne bünyân oldu. Yıktılar kıble-i islâmı güruh-u ekfer, Ruh-i peygamberi nalân ü hâzin eylediler, Mâhasal taze civânân-ı Muhammed yekser, Hedef-i neşter-i zâde-i Süfyân oldu. Hubb-i Rahman gibidir Âl-i Muhammed hevesi, Sabit ol emr-i muhabbette bırak pîs ü pesi, Hânedan-ı Nebevî uğruna can ver Şemsî, Ki bize irs-i Nebî ıtret-i Kur'ân oldu…

Sanatçının Fotoğrafı

Ender Doğan