Hüsran-ı Beşer

Bugün yine geldi ilham kağıtlarıma Kast etti Kalem benden çıktı artık adeta raks etti Döküldü sözler içimden kağıdı mest etti Odam dört duvar arası birazda kasvetli Bir parça kirli sudan yaratılan ey insan kibrin kime Bakıyorumda çoştun yine Çok nefs yapma şişinme bakar bi ebabile Fitne fesat ölün içimde gerek yok merasime Binalarsa yükselmiş zulumlerse aşiyane Galibada geldik işte bu zaman ahirane Başı kopmuş ceset gibi kayıptır sahibi Baki olan yokmuş gibi faninin talibi Şöhrete bulaştıysa adın çok olur soruşturan Dünya bi köprüdür yareni yara kavusturan Bilinçsizce Gülümseme bilki sadakadır Asra yemin olsun ki insanlık hüsrandadır Yok ki ölümün erkeni , geçi. Yaşlısı,genci İstersen sabancı ol ister köprü altı dilenci İstersen ahlak timsali, çaresiz bi tinerci Elbet sanada uğrar bi gün o kutlu haberci Hakikatlerin üstüne sünger çekip durdunuz Biz imtahandır dedikçe siz iyice kudurdunuz Kaçmak çare mi sandınız kaç paraya satıldınız Şeytana asker oldunuz ki gönüller parıltısız Hidayet veren Odur ki Kainatın sahibi Arada paçoz bi vasıta kıldı kulu "misal"i Sade Bi çimdiktir belki uyanış vesilesi Derin bi uykudur sadece gafletin hazinesi Saniyelik zevkler için sonsuz hayatı yakarken hiç için yanmadı mı Ademoğlu misal sordu sorusunu Tartım yanlışımı doğrumu Hergece Ağlayarak yaptım günahlarımın sahurunu.!