Muhalif şarkı sözleri

Önlüğümle yürüdüğüm yeşil bi' yoldu gördüğüm Salyangozlar sarılmıştı ağaçların gövdesine Diplerinde kahverengi mantarlar bölüm bölüm Şarkılar mırıldanırdım kısık sesle, öylesine "Asker âbilere" selâm verirdim geçerken Bâzen sigara aldırırlardı az ilerdeki TEKEL'den Gurbetin efkârını izmaritlerle anlatırlardı Ve sohbet "komutan geliyor" cümlesiyle biterdi Zil çalardı; okulun bahçesinde mâvi çiçekler açardı Kırmızı-beyaz bi' kartal alçaktan uçardı "Andımızı" okurdu herkes, sonra sınıfa kaçardı Duvardaki resim şehlâ gözünden ateş saçardı Öğretmenim.. Yol gösterenim ve ilk rehberim Notum düşük de olsa "birincim" deyip morâl verenim Elini kaldırırdı bâzen adam etmek gâyesiyle Kadına hürmetim yediğim o tokatlar sâyesinde Onun teşvikiyle haftasonlarım tatsız geçerdi Dershâneden kaçıp öğleni beklerdim salıncakta Parkın yalnızlığına ortak çıkardım sabahları Bâzen eski mahâllemde saatlerimi öldürürdüm O günlerin değerini çok sonra anladım Zîrâ sınıfta "büyük sınavı" kazanan beş kişiden biriydim Yılların hayâli gerçek oluyordu adım adım Bir buçuk metrelik bedenime bir üniforma giydim.. Yeni mahâllede en önce bir-iki kızla tanıştım Bisikletim vardı; bindirirdim bâzen saatlerce Hâliyle hemcinslerimin tepkisiyle karşılaştım Yolumu kestiler bi' gün: O kız bu çocuğun sevgilisi "Eee??" deyip ilerlemiştim iplemeden Kimseyle muhabbeti kesmezdim kendi istemeden Âbim askerdeydi, bir buçuk yıllığına tek çocuktum Yine de tehditlerini köşeyi döner dönmez unuttum İnşaat çukurlarıydı oyun alanlarımız Bir iner bi' tırmanırdık toza ve çamura bulanarak Öyle bir zamanda yüzüme toprak attı o kindar piç kuruları Tokadı patlatsam da içim soğumadı Evden okula yolum uzundu, birkaç kilometre Kırk beş dakîka sürerdi ve hiç üşenmeden yürürdüm Kantine ve yemekhâneye pek uğramazdım Uğrayamazdım, çantamda ekmek arası gömerdim İyi resim çizerdim; hattâ satardım, harçlık yapardım İki beden büyük gelen bi' montum vardı babamdan Ben fakir dururdum, diğer tüm velîler üst sınıf Kimisi akademisyen, kimisi patron falan feşmekân Belki bu yüzdendi.. Bi' gün bir telefon kaybolunca sordular Kim hacılamıştı acaba, kim bilir?! Arkadaşların gözünde en büyük şüpheli bendim Kaybolan eşyâyı değil, suçunu bende buldular.. İşlemediğim cürmü itirâf etmem istendi.. Müdürün karşısında sesim ayazda kalmış it gibi titrerdi N'oldu?? Bi' başka kızın çantasından çıktı İftirâyı atanlardan tek bir özür duymadım Depremin travmasıyla çatlamıştı bilincim Bu son olayla kırıldı, dağıldım; iyice yitirdim Notlarım baş aşağı döndü, okulu kafada bitirdim Dört yıllık dostlarla artık bir yabancı gibiydim Keçeli kalemi aldım elime, sınıfın camına yazdım: Hoşçakal Ve başka hiç kimseyle vedâlaşmadım Öyle nefret etmiştim ki ardıma bile bakmadım Güzel Türkçe'm ve iki noktam Nafiz hocamın hâtırâsı..! Bir rüyâda gibiyim Uyanırsam kaybolacak çocukluğum Korkuyorum yârınımdan Bugün ölmedim yine Bir rüyâda gibiyim Uyanırsam mahfolacak hayâllerim Titriyorum yokluğundan Bugün ölmedim yine.. Düşündük.. İlerde tutunacak bi' meslek olmalıydı Kuyumculuk şirin göründü gözüme Lise hayâtım böyle başladı, günlerden Salı'ydı Sıraya girdik gülüşerek, yeni yüzlerle tanıştım İlk anımsadıklarım Eser, Ersin, rahmetli Mehmet On bir Eylül ertesinde kâğıttan ikiz kuleler Sınavda yüzü çakınca "filozof" oldu lakâbım Ortaokulda sürünüyordum, burada hızlı başladım Sevmedim mi hiç peki?? Gönül bu, akar giderdi Hesapta olmayan bi' hatun, karşımda belirdi Göz gözeydik.. Nasıl bi' bilinç kaybı yaşadım acaba?? Yoksa dudaklarımı bırakmalıydım dudaklarında Yolumuz Heybeli'ye uzandı bir geziyle sınıfça Kafam kadar karışık bir kaset çalmıştım vapurda Bir yüzünde Bomfunk MC's, bir yüzü Müslüm Baba Yüzüm gülerken içim kan ağlamıştı yol boyunca "Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde?", hatırlamam Kaç kişi tanıktı kafam güzelken bağırmama?? Sanırım ilk ve son kez oldu "seviyorum ulan!" demem Ama bugün görsem tanımam ki görmek de istemem "Öyle böyle" derken zaman aktı geçti, staj da bitti Dört seneyi okul birincisi tamamladım "Muhakkak görüşelim, her zaman böyle toplanalım" Tutulamayacak sözler verildi ve herkes evine gitti.. Zerre inanç olmadan girmiştim ÖSS'ye Sıfır hazırlık ve kat sayı garâbetinin eşliğinde Akşamına bi' gençlik konserine gidip de dağıttık Mercan Dede'yi canlı dinlemek apayrı bi' tattı Ağustos sıcağında Haydarpaşa sırtlarındayız Müstakbel okulun ana kampüsü, kayıt yeri Sınavdan çaksak da meslek yüksek okulu sınavsız İlk günden karşımda gördüm aynı tanıdık yüzleri Sınıfın yarısı bizim okuldan, diğer yarısı yabancı Beriki tarafı erkekegemen, öteki tarafı kadındı Bir hocamız vardı.. Kızlar hep geçer not alırdı Biz Picasso tablosu çizsek bile sınıfta kalırdık En yakın dostumla aynı kahverengi gözde gördüm cenneti Uzaktan bakmak yetmedi Çekildim aralarından ama yürekte sancı bitmedi Sırtımı dönüp görmezden gelmek teskin etmedi Dert içimde büyümesin diye tükürmek istedim Kuytu bir kenarda kıza "ben de seviyo'dum" dedim Mutluluk dileklerimle ayrıldım yanından Oysa hemen benim ardımdan ayrılmış arkadaşımdan "Ne yaptın?!" deyip dikildi karşıma gözünde yaşla Yoktu bi' gâyem içimi döküp vazgeçmekten başka Yıllar sonra karşılaştık, kardeşçe helâlleştik Başkentin bağrında bomba ateşlendi, o yok şimdi.. (Nakarat) Hiç unutmam; Mecidiyeköy'de İddaa bâyisindeydik Telefon çaldı, açtım; annemin sesi hüzünlü Bi' şey vardı belli ki.. Neden sonra söyledi.. Amcam vefât etmişti, defin için köy yoluna düşülmüştü Yetişemezdim, o çâresizliğimle evime gittim Boş duvarlar, sessiz odam; acım var ve yalnızım Rahmetlinin bizdeyken giydiği eşofman gözüme çarptı Sonrası hıçkırıklarla sızana kadar ağlamaklı Yas nasıl tutulur, bilmem; hüzün nedir, neyle yutulur?? Aklıma nerden estiyse içmek, hem de ölesiye?! Param bitene kadar Moda'da ziftlendikten sonra koptu film Ayıldığımda Cerrahpaşa'nın âcilindeydim Uyuşturucu ihtimâli düşünüyordu psikiyatri Oysa biraz gam, biraz şarap, biraz biraydı Üç gün sonra döndüm okula, insan içine karıştım Yaşadığım o bi'kaç günü hiç düşünmemeye çalıştım Antiamerikancı takılan pabucumun devrimcileri epey komikti Ayakta "Nike" ve cepte "Marlboro"yla Bir de eylemlerine çağıran ülkücüler vardı sonra "Katılmak zorunlu değil, mecbûrî" büyük geyikti Göztepe kampüsün Merkez kantininde toplanır Bir de bakmışsın kavgada satırla adam doğranır Velhâsıl bu boktan siyâset ehline bulaşmadık Daha ziyâde "siyah sekizi" sol üst köşeye yolladık.. Kâh bi' dersi geçirir olmuştuk bilardo masalarında Kâh rakîbe hesap kitliyorduk okey taşlarıyla Sınıfta büyük kutuplaşma vardı gizliden Stajımı yakan kızları hiçbi' zaman affetmiycem Hocalardan, sınavlardan ümit kesilmişti artık Bâzen Tophane'deydik, bâzen Galata, bâzen Bayazıt En iyi nargileyi bilirdik yakînen "Okul bitmez" fikri yerleşmişti artık zihinde Boş durmamak gerekliydi, ben de işe girdim Gümüş zincir üretiyorduk, pres makinesi kullanıyordum Sınavlara dışardan girip, okulu bitirecektik güyâ Gerçeğe kavuştuğunda tatlı bitmez her rüyâ Bir gece telefon çaldı, dedem rahatsızlanmıştı Ziyâret ettik, aklı bir gelip bir gidiyordu Bir gece telefon çaldı, Beyza'm öldüğünde kıştı Bir yanım "düş peşine, git!" bir yanım "gitme, kal!" diyordu İkinci alkôl koması, sonra ekonomik kriz Bir sabah uyandığımda artık işim yoktu İyi ki vardı kıçımı toplayan çocukluk arkadaşım Okul bitmeyecekti cidden, gidip aldım lise diplomamı Çok uzaklardan bir misâfir beklemekteydim Onun için askerliğimi erteledim, têcil ettim Bi'kaç parça hediye getirip hayâtımı götürdü gitti Belki sonra anlatırım, şimdi teneffüs zili..! (Nakarat)

Sanatçının Fotoğrafı

Muhalif