Muhalif şarkı sözleri

Her bahârı bir düğünle karşılarsın salınarak İki yakanda erguvandan gerdanlıklar asılıdır Göğsüneyse lâlelerden bir madalyon ilişmiş Buram buram deniz kokun meğer ne tatlı bi' düşmüş En yürekli sevdâlarımı kıyılarında büyüttüm Bâzen bir vapurun kıç güvertesinde üşürdüm Bâzen Üsküdar'dan Boğaz'ı seyrederek düşündüm Sanırım çocukluğumu Galata'dan Haliç'e düşürdüm Bir bakışsın Saray'ın burcundan ta Sarayburnu'na Tahtakale'de simitçinin tezgâhında susamsın Bir tramvaysın, Sirkeci'den Zeytinburnu'na Eminönü'nde kahve kokusu misâl buram buramsın Heybeli'den Kınalı'ya yüzüp giden bir kayıksın Balık Kavak'a çıktığında tezgâh açar durursun Kadırga sâhilinde yosun tutmuş bir kayalıksın Lodoslarla ıslanırsın, poyrazlarla kurursun.. Kadıköy rıhtımından Boğa'ya yol tutan ahâlisin Çubuklu formalarla Altıyol'dan akıp geçersin Beyoğlu'ndan Çanakkale'ye târih yazan Sultâni'sin Kazan'dan "Hakkı"yla "Şeref"e havalanan bi' kadehsin Galata'dan kanatlanan bi' martısın İstiklal'den Tünel'e kadar konser veren bir sokak müzisyeni Rönesansı ıska geçen Orta Çağ'ın ardısın Gardı düşmüş evsizlerin bağrı yanık meskeni Tak maskeni; film setlerinde rôl kesen oyuncusun Hiç gelmiycek bi' gemiyi bekleyen mâsum bi' divâne Nişantaşı'nda vitrin bakan fütursuz bi' kadınsın Bağcılar'da haplanan düşkünlerin heyecânısın Yüz yıl sonra bilfiil işgâl altındasın Vatansız mültecîler geldikçe huzur terk etti seni Şimdi âşinâ değil doğup da büyüdüğüm sokakların Bozdur kendin harca altınsa taşınla toprağın.. Hoşçakal, İstanbul Gidiyorum Yoruldum artık (Aman aman..) Senin yükün çok ağır geliyor Yorgun omuzlarıma.. (Amman amman..) Biz ki adına şiirler yazıp hayâller kurmuşuz Biz ki geceni gündüz edip sabahlar dururmuşuz Biz ki kafa kıyakken "seviyorum" deyip afkurmuşuz Kireçburnu'ndan suya dalıp Beykoz'da karaya vurmuşuz Oysa tüm ihtiyâcımız huzurlu tek bi' nefesti Maalesef, huzursuzluğun nefes kesti Yaşamlar ucuz, yaşamak pahalı, yalnızca ölmek beleş Şimdi hükümdârın bitmek bilmeyen bi' keşmekeş Lokomotifsiz vagonlar uçup gidiyor raylarında Yarı zamanlı mutsuzluk taşınır tramvaylarında Faytonun yüküyle ölen beygirin var âhı senden Utanmaz mısın bağrında gömülmüş her bedenden?? Sen miydin bi' zaman Devlet-i Âliyye'nin pâyitahtı?? Konstantin'in göz bebeği, Peygamber'in rüyâsı?? Farkın kalmadı sepette çöreklenmiş yılandan Ticârethâneler vurgun yapar bugün Kız Kule'nden Her yerin yol olsa, her yolundan on üç köprü geçse kaç yazar?? Karaköy'ün insan satılan bir pazar Sevilecek ne'n kaldı ki bu gönül senle düşsün aşka?? Bir yudum çayından, bir nefes de nargilenden başka En güzel hatâmdı bindiğim otobüs Kalamış'a Karafakiden boğma rakı içmiş misâli bir hoşum İnce ruhlu ilham perilerim yenildi karakışa Düşlerimden uyandım, gerçekliğinle sarhoşum Sahaflar'da bir kitabın tozlarında boğulmak Veyâ Sultanahmet'te köfte-piyaza tutulmak Balat'tan olta sallayıp balık vurdukça bayılmak Çekip gitmek düşüncesiyle Taksim Meydanı'nda ayılmak Bir vedânın arifesindeyiz, saatler akmıyor Hiç bilmezsin, şu göz pınarlarım ne sırlar saklıyor Köhne kıyılarında son kez güneşi batır benim için Artık gitmem gerekli, birazdan gemim kalkıyor.. (NAKARAT)

Sanatçının Fotoğrafı

Muhalif