Muhalif şarkı sözleri

Kar beyaz tuvalde katran karası manzaram Çünkü içimdeki karanlığı resmetmek istemiştim Bu bir tercih değil, mecburum; n'apayım, ben buyum?! Paletimde yer tutan tek renk, siyâhın elli tonu Hayâtımın fonunda bâzen duyabilirsin Makber'i Bâzen etmem kimseye şikâyet, ağlarım ben hâlime Baktıkça istikbâlime göz pınarlarım dile gelir Bir susar, bir konuşurum öfkeyle kendi kendime İnan ki canım çekiyo' şöyle ta içten bi' kahkaha Huzurlu tek bi' uyku çekemedim yıllardır vallaha!! Yüzüm düştü avuçlarıma damlalarca, baksana Dudaklarını büzüp gözünü kaçırmadan bak bana!! Kolay mı sence yüzü güleç şiirler karalamam?? İstersen yarama bas tuzu, ben artık sesimi çıkaramam Ilık bi' Mayıs gecesi döküldük meydanlara Yitip giden bir ömrün bedeli on seneymiş vesselâm.. Yürüyorum, yürüyorum Adımlarımı saymak zor Dönülmeyen yollara düşmüşüm Kalem öksüz, sözlerim ağlıyor Görüyorum, görüyorum Güneşli günleri ufkumda Cennet kokan anneme söyleyin Özledikçe baksın bulutlara.. Yaşadığım hayat değil, bu yaşatılanlar sorunlu Bedenim durgun olsa da rûhum koşup beynim yoruldu Düşündükçe eksilir yaşam sevinci maalesef Çâresizce medet umarsın fal bakılan kahveden Nâmussuzun kırk masalı var, kırkı da nâmus üstüne Uykular firâri gâri, kâbus kâbus üstüne Üşümüştü şehir, geceyi örttü Tanrı üstüne Adımladım sokaklarını korkunç bi' sanrı üstüne Çocukluğumun peşine düşmüşüm düşümde koşaradım Gülüşlerimi salıncakta sallanırken yakaladım Gidenlere üzüldüm, ama ben ölmedim bugün de Dünyâya barış gelecek anca ölü çocuklar büyüdüğünde Keskin sirke küpünü aşındırdı, sinir uçlarım kaşındı Sabrım toparlandı sanki, Gezi'ye taşındı Havaya kalktı yumruklar özgür bir ülke düşüyle Dağıldık ara sokaklara poliste tetik düşünce.. (Nakarat) Gölgemin ardındayım, peşimde matiz nâralar İz bırakır yârelerden akan kızıl katreler Dört yol ağzı darboğazdayım, kaçacak yerim yok!! Serde delikanlılık var; "kaç!" deseler derim: YOK!! Bi'kaç kesik, bi'kaç yarık, bi'kaç da kırık kemik Tekmelerin ağırlığıyla kendinden geçer bu beynim Sırtımda kırılan onca sopalar var üstelik Ah ben ve benliğim, biz oldum olası böyle düşmedik Lodosun savurduğu yaprak misâli yere serildim İlk defâydı.. Ve sonmuş meğer, nerden bilebilirdim?! İndi göz kapaklarım günlerce, bi' daha kalkmadı Selâmı duydum uzaktan, haykırdım; kimse bakmadı!! Mâtem hıçkırıklarıyla göğe uzandı cenâzem Annemin gönlünde kışa dönen bir temmuz akşamı İlkbahar kokan bir Akdeniz gününde başlamıştı hikâyem Linç edilen hayâller böyle noktalandı.. (Nakarat)

Sanatçının Fotoğrafı

Muhalif