Kırk Haramiler

Duvara çentik bugün de sıkıcı geçti tıpkı dün gibiydi yani yarın olanlar gibi Çekil yolumdan sen de gelme üstüme harcımız değildi zamana meydan okumak Soğan ve ekmek oldu öğle paydosu sert yatak ve yastık oldu işte akşam uykusu Uykumun da içine ettin tebrik ettim seni lavabodan gelen damla sesleri Cepte şıngırdayan birkaç bozuk para kaldı bakkalın içinde sorma saya saya baydı Durma sen susardın ben konuştum öyle ama arkadaşlar iyidir sus Elli gram kıyma yalnızın siparişi az olurdu yalnızın kapı önü çöpleri Rengi attı gerçeği görünce gerçeği görünce içkiler felaket oldu Dur sen sus yine başlama yeniden Biliyorum ama yine gelmez elimden Gerçeği gör biz konuşuruz anca Tabutta röveşata aklıma kanca Fatih Harbiye gözümde alafrangalar aynı kadere bin selamla ölüme dik koşanlar Kompozisyonun içinde tıpkı sade cümleler işte biz oyuz işte en gereksiz engerek Rögar kapaklan elektrik direkleri hepsi durmadan konuştu tercüman gerekli sus Ruhi haliyet okyanus dibinde karanlık oldu hiçbir yer gözükmüyor bu yerde Megafonun sesinde tanıdık olmayan o ses anlaşıldı sen dilencisin kapıda bekledin Kırk haramiler kadar nefretim tavanda isterim bedenden kelleler uçurmak Baykuşun sesiyle irkilen şehir ahalisi dehlizinde uğursuzluğun boğulmak istedi Kıyametin habercisi süvariler mi geldi amiralim denizaltı battı selam olsun