Turgut Çakır

Karlı Dağların Sabahında Tanrı Işığını Görmek

Turgut Çakır şarkı sözleri

Karlı Dağın yamacında ne zaman güneş doğdu bilmiyorum Kalbimde güneş oyun oynarken Eğriova şarkıları bunca yalnızlığı bilirken Tüm güzellikleri yüreğimde toplayan Kazdağı sevda şarkıları dinleyenleri bekliyor Kazdağı'nın gizli cenneti çiçekler olunca Ruhumu okşayan güneş hiç yalnız bırakmazdı beni Çevremde hep Sarıkız vardı, Ben hep onun yanındaydım Günler belirli bir huzur için kendiliğinden hazırdı Yanıma habersiz gidip gelen doğanın güzellikleri Gizli cennetin şarkılarıyla coşar Pırıl pırıl akıp giden suyun sesinde hayat Beni kendi yüreğimde konuşurdu Burada akan sular içimdeki kuş cennetine dökülürken Bozcaada'dan taşınırdık hayat güneşi girip çıkardı hayatımıza Bazı kendini bilmez insanlardan azar işitirken çiçekler gülerdi Bazı insanların ölüm senfonisini dinlerdik İsteksiz bakışlarla Gökyüzünde düğün yapan martılar gibi eğlenirdik Küçük sevgilerden büyük sevgilere koşarken Opera şiirleri yazardık Birbirimizi çok severdik hep Mehtaplı gecelerde opera dinlerken Şimdi ne zaman ihtiyarları düşünsem engellileri Tatlı bir rüya denizinde gezmek isterdim onlarla Eski bardaklar çam olduğu günlerde kalbime sığdırdığım hayatım Şimdi sığmıyor ölü denizin yüreğindeki yıldızlara Şimdi ne zaman yalnız olduğumu düşünsem Çanakkale Boğazı benimle yalnızlık şarkısı söylüyor Erguvan çiçekleri gibi güzel insanlar beni hiç yalnız bırakmıyor Erguvan mahallesi engelli çocukları, ihtiyarları Şimdi ne zaman yalnız olduğumu düşünsem Erguvan çiçeklerinin büyücü ellerinde kemanlar Opera şiirini yazıyor Çok bilmiş bazı insanların kara sanatı dikiş tutarken En çok ben üzüldüm, acı çektim kalbimin benden gizlediği şarkılar yüzünden Yavaş yavaş sildim dizelerini sone şiirlerinin Denenmemiş kalbimde gizli aşkları düşünürken Karanfiller saklambaç oynadı denizin derinliğinde Bir senfoniden bir konçertodan bir operadan çıkıp Her seferinde beyaz bir kelebek karlı dağın yamacında girdi hayatıma Karlı dağın sabahında yalnızca merhaba dedi Eski çamlar bardak olurken keman sesinde mutsuz olan dünya Eskiden bütün aşklarımı geri verebilirim size Çünkü beni karınca gibi küçük gördünüz demek isterim Ama kara bulutlar koşuyor gökyüzünde pis yağmur yağacak Gözlerimde şemsiyem bile yok Çıplak yüreğimle yağmurda yürümekten nefret ederim ama yine de yürüyeceğim Engelli çocukların, ihtiyarların kederindeki beraberlik varken Ne kadar pis yağmur yağsa opera şiirleri şemsiyem olacak Bir zamanlar çok sevdiğim erguvan çiçekleri yıkanırken mutlu sabahlara Eski çamların bardak oluşu yeni değil ergenli çocuklar ihtiyarlar Her zaman yalnız Her zaman yalnız canlı kütüphane ve ben Çanakkale otogarında polis kaybolan bir ihtiyar ararken Yalnızlığımdan Sakarya gibi akıp gittim Engelliler ve ihtiyarlar için farklı bir dünya düşünürken Her zaman kimsesizdim Gelibolu gibi gülsüz Ey opera sevenler Kendini dünyanın en ünlü müzisyeni olduğunu sananlar Yanardağlar gibi yalnız kaldınız Yüreğinizde yanan meşaleden habersiz Tanrı ışığını görmeden gidip geldiniz başka dünyalara yalnız Ben o kutsal ışıkla bütün aşkları paylaşırken Karlı dağın tepesinde ölüm marşı söylenir Mehtaplı geceleri görmeden Ama yine de buluşalım akşam güneşinde Ölmeden bir opera yazacağım

Sanatçının Fotoğrafı

Turgut Çakır